Kendi kendini temizleyen boyalardan, kirlenmeye karşı etkili olan kumaşlara; kanserli hücrelerin vücuda verdiği zarardan, haftalarca etkisini kaybetmeyen ilaçlara; bir tek hastalıklı virüsü bile algılayabilen sensörlerden, bakterileri öldürdüğünden dolayı kokmayan çoraplara ve mikropları barındırmayan buzdolaplarına kadar yaşantımıza girmeye başlayan “nanoteknoloji” yeni bir teknoloji devrimi olarak algılanıyor.
Gelecek yıllarda “nanoteknolojinin” birçok alanda ne kadar vazgeçilmez olduğu daha da iyi anlaşılacaktır. Başta “sağlık”, “savunma”, “tekstil”, “enerji”, elektronik ve fotonik gibi alanlarda elde edilebilecek katma değeri yüksek ürünler insanlığın hayatını kolaylaştıracaktır.
Sonuçları itibariyle küresel ekonomiyi etkileme gücüne sahip “nanoteknoloji” henüz gelişme evresindedir. Bilim insanlarının düşüncüleri “nanoteknolojinin” önümüzdeki 15-20 yıl içerisinde gelişmesini tamamlayıp insanoğlunun yaşamına mucizevi imknalarla birlikte girmesidir.
“Nanoteknoloji” bir taraftan eskimiş teknolojilere yeni bakış açıları getirirken diğer yandan da, daha etkili ve kritik olan, önceleri olanaksız gibi algılanan yeni teknolojilere ve uygulamalara kapı aralamıştır. Örneğin, malzemelerin yapı ve işlevleri, “nanoteknoloji” sayesinde daha iyi anlaşılmış, dolayısıyla bu malzemelerin kullanıldığı uygulamalarda etkin iyileştirmeler gözlenmiştir. Diğer yandan, mikro düzeyde işlevselleştirilmiş “nano parçacıklarla” kanserli hücrelerin emilimi“nanoteknolojiyle” olanaklı hale gelmiştir.
Nanoteknolojinin disiplinlerarası bir bilim dalı olarak ortaya çkması; farklı alanlara hakimiyeti, farklı yönlerdeki bilim adamlarının birlikte çalışmalarını beraberinde getirdiği gibi, sonuçları itibariyle de birçok alanı temelden etkileme potansiyeli vardır. Kemoterapi, bir yandan kanserli hücreleri yok ederken diğer yandan da sağlıklı dokulara da zarar vermektedir. Bu sebeple birçok hastanın tedavisi süresince uygulanan yöntemlerin yan etkilerinden dolayı rahatsızlıkları büyük bir problem oluşturmaktadır
