Bayanlar, hamilelik süreçlerine kolay alışamadığı için hem kadınlık rolünden sıyrılıp annelik rolüne girerken hem de vücutlarında meydana gelen fizyolojik değişimlerden dolayı kendilerini suçlayıcı tavır ve davranışlar sergileyebilirler.
Bayanlar, hamilelik dönemlerinde kendilerini suçlayıcı tavırlarından dolayı kimlik bunalımı da yaşayabilirler. Bu kimlik bunalımına düşen bayanlar çoğu zaman bebeğini karnında öldürmeyi bile düşünebilir. Çünkü hamile bayanlar karnında taşıdıkları bebeklerini gelecek yaşamlarında hem bir yük hem de toplumsal statülerinde engel olarak algılayabilirler. Bu nedenle özellikle hamile bayanın eşinin, hem hamilelik sürecine hem de vücudunda meydana gelen fizyolojik değişimlerin geçici olduğuna yönelik hanımını adapte edici konuşmalar yapması ve davranışlar sergilemesi gerekiyor.
Hamilelik sürecinde suçluluk psikolojisi yaşayan bayanlar, bir takım öfke nöbetleri de geçirebilirler. Bu tip durumlarda hamile bayanlar çevrelerinde olur olmadık her şeye tepki verebilirler. Hamilelik sürecinde geçirilen bu öfke nöbetlerinin hamile bayanın psikolojisini olumsuz etkilediği kadar eşinin de psikolojisini olumsuz yönde etkiler. Bu tip durumlarda hamile bayanın eşinin, hanımının yaşamış olduğu suçluluk psikolojisi olayını empati yoluyla anlamaya çalışarak anlayışlı ve sabırlı olması gerekiyor. Erkeklerin, böyle durumlarda atalarımızın, eşlerin kavga durumu ile ilgili birinizin taş olduğu yerde, öbürünüz kesek olacak ki evlilikte uyum olsun sözünü her zaman hatırlamaları gerekir.
Bayanlar bu suçluluk ve öfke hislerinden kurtulmak için hamilelik dönemlerinde hem kendinin hem de bebeğinin sağlığını etkilemeyecek egzersiz hareketleri yapabilirler.
